ASLAN BAB TÜRBESİ VE DEVE SÜTÜ

DEVE SÜTÜ GÜZELDİR. :)
Uzun bir bozkır yolculuğundan sonra tam gün batımında vardık buraya. Burası Kazakistan'da mevcut Aslan Bab Türbesi... Etrafında deve sürülerinin dolaştığı farklı renk ve seslerde bozkır kuşlarının ötüştüğü tarihi bir abide burası. Uçsuz bucaksız bozkırın tam ortasında etrafında ne bir köy ne bir kasaba mevcut değil.
Ufak tefek bir kaç ev ve konaklama alanı var sadece. Kesif bir şekilde at, deve ve kekik kokusu doluyor burnumuza. Girişinde yanık tenli çekik gözlü yerliler karşılıyor bizi. Hemen büyük bir testiden ahşap bir kaseye beyaz bir sıvı koyup ikram ediyorlar. Yanımdaki arkadaşa ne olduğunu soruyorum yeni sağılmış deve sütü olduğunu söylüyor. Acaba satmak için mi bana uzatıyor diye tereddüt ederken. Yanımızdaki arkadaş açıklıyor; Burada her gelen misafire ''İKRAM'' edilirmiş. Misafirlere ve misafir adabına çok dikkat ediliyor. Orada aklıma turistlere fahiş fiyata birşeyler satma derdinde olan bizim Eminönü ahalisi geliyor. İki elimle içi deve sütü dolu kabı alıyorum. Size verilen bir şeyi tek el ile almak burada saygısızlık ve ukelalık olarak kabul ediliyor. Önce ufak bir yudum aldım. Tadı müthiş yogun keskin ve sanki yanık bir ahşap hissi var.
Aslan Bab (Aslan Baba) Hoca Ahmet Yesevi'nin hocası ve üstadıdır. Bir rivayete göre Arap yarımadası'ndan çıkıp islamiyeti yaymak için Orta Asyaya gelen Ashab-ı kiramdan biri... Hatta bu kişinin Selman-ı Farisi olduğunu söyleyenler de mevcutmuş. Tam gün batımı kızıllığında girdik türbeye ışık hüzmeleri arasında duamızı ettik. Kazakistan'da bir kez daha tatmak koklamak istiyeceğim en güzel hatıralarımdan birisi oldu Aslan Bab türbesi.